25 Şubat 2015 tarihinde, bir Tumblr kullanıcısının paylaştığı elbise fotoğrafı, altın-beyaz renklerden mi, mavi-siyah renklerden mi? Sorusunu sormamıza neden oldu. Günümüze kadar gelen “gözlerimiz renkleri neden farklı algılar” sorusunun cevabını verme zamanı geldi.
Sosyal medyada viral olan bu fotoğraftaki elbisenin asıl rengi kesinlikle mavi, siyah renklerindedir. Washington Üniversitesi’nde 30 senedir renk bilimi üzerine çalışan sinirbilimci Jay Neitz, bu fotoğrafı inceledikten sonra hayatı boyunca bu fotoğrafta olduğu kadar güçlü bir örnekle hiç karşılaşmadığını söylüyor.
Bu fotoğrafı inceleyenlerin açıklamalarına göre, renk sabitliği (color constancy) denen bir algısal olgu söz konusudur. İnsanlar cisimlerin renklerini, üzerlerine düşen ışıklandırma değişiyor olsa bile sabit olarak görür. Bu durumu, bir nevi “tahmin algoritması” gibi düşünebiliriz. Hiçbir şeyi algılayamamaktansa, en azından makul bir tahminde bulunmak, beyin bunu yapar. Ancak gölgelendirme ve ışık denk gelirse, bu ciddi anlamda zorlaşabiliyor ve aynı cisimlerin farklı farklı algılanması durumu doğuyor. Bu nedenle bazı insanlar, o arka plan ışığı altında makul olan renk gruplarından beyaz-altın renklerini görürken, bazı insanlar ise mavi-siyah renklerini görüyor.
Renkleri nasıl görürüz?
Işığın bir tür dalga olduğunu ve bir nesnenin renginin, yansıttığı ışık dalgalarının frekansı olduğunu biliyoruz.
Yüksek frekanslı ışık dalgaları mor görünürken, alçak frekanslar kırmızı görünür. Aradaki frekanslar ise sarı, yeşil, mavi ve diğerleri olur. İnsan algısına bağlı değildir. Renkleri görmemiz gözün arkasındaki duyargalarla mümkündür. Bunlar ışık yoluyla alınan bilgiyi beyinde elektrik sinyallerine dönüştürür. Nörologlar bunları fotoreseptör olarak adlandırır. Bunların farklı türleri vardır ve insanlarda genellikle renkli ışığı algılayan üç fotoreseptör vardır. Bunlar mavi, yeşil ve kırmızıya duyarlıdır ve buradan gelen bilgiler birleştirilerek diğer renkler de algılanır.
Bazı insanlarda bir renge karşı aşırı duyarlılık söz konusudur. Sahip oldukları dört foto reseptörü tetrakromatlar denir. Kuşlar ve sürüngenler tetrakromat oldukları için kızıl ötesi ve mor ötesi renkleri de görürler. Çok nadir görülen tetrakromat insanlar ise normal renk yelpazesi içindeki renkleri görürler ama kırmızı ile yeşil arasındaki renklere karşı duyarlı dördüncü reseptörden dolayı tüm renkleri çok daha farklı tonlarıyla algılarlar.